GenelKişisel

Kaygı ve Korkularımızla Nasıl Başa Çıkabiliriz?

 Rahatsız bir durum değil mi? kendimiz yaşamadıysak da filmlerde görmüşüzdür. Korku böyle durumlarda normal bir tepkidir, çünkü tehlike gerçektir. Kaygı ve korku sağlıklı duygulardır ama yararlı veya zararlı olabilirler. Bizim kendimizi hazırlamamızı, harekete geçmemizi sağladıklarında yararlıdırlar. Aşırı ve sürekli iseler, işlevselliğimizi engelliyor ve açı çekmemize sebep oluyorsa, zararlıdırlar.
  
 Kaygı aslında, şimdiye göre ilkel yaşamda tüm tehlikelere karşı bir alarm sistemi olarak hizmet etmiştir. Bu hayatta kalma düzeneği, şimdiki toplum yapısında gerekli değildir. Günümüzde, korku dolu dağ yolları dışında, kaygı genelde bir durumun gerçek dışı ve duygusal anlamlandırılmasından kaynaklanır. ” Bir durumun tehlikesini gözünüzde büyütür ve bu durumla baş etme becerinizi küçültürseniz. Kaygı, sanki başınıza kötü bir şey gelecekmiş gibi hareket etmektir.

Kaygı ve korku

  Kaygı ve korku kelimeleri genelde birbirinin yerine geçermiş gibi kullanılırlar. Bir insan belirli bir durumla ilgili açıkta tamamlanmış bir korku olmamasına rağmen o durumdan kaygılı olduğunu söyleyebilir. Korku ve kaygıyı ayırt etmenin bir yolu kaynaklarına bakmaktır. Örneğin, şehirler arası bir yolda birisi önünüzde fren yaptığında, sizinde frene asılmanıza sebep oluyor. Bu korkudur. Korkunun sebepleri bireyselden çok, dışsal olma eğilimindedir.
  Kaygı ise bunun aksine daha belirsiz, içsel, tam olarak tanımlanamayan bir tehlike durumundan kaynaklanır. Patronunuz sizinle konuşmadığı için işinize son verileceğini düşünüp endişelenebilirsiniz.  Hayal gücünüz, sessizliğin anlamını abartır. Kaygı, hoşnutsuz zihinsel bir gerginlik yaratır. ve çoğu zaman hem bedensel hem zihinsel olarak stresli ve bitkin hissetmenize sebep olacak fiziksel belirtiler taşır. Korku genelde kısa ömürlüyken, kaygı daha uzun sürer. Müzmin kaygıda ara sıra gelen panik ataklar, uyku ve beslenme düzensizliklerini, deri dökülmelerini, yüksek tansiyonu ve kalp hastalıklarını tetikleyebilir.

Kaygı ile Başa Çıkmak

  Belirli durumlarda kaygı ve korku duymak normaldir; yüksek, dar, virajlı bir dağ yolunda araba sürmek gibi. Bize yük olmayan kaygı, bazı şeyleri daha iyi yapmamızı sağlayabilir.( Mesela daha dikkatli sürmek ) Topluluğa karşı konuşmak çok yaygın bir kaygı kaynağıdır. Ama dikkatli hazırlık ve çalışma, rahatsızlığı azaltır ve sunumunuzu güçlendirir. Bir çok insanın  kaygıyla baş etmek için seçtiği yol, kaygıyı tetikleyen şartlardan kaçınmaktır. Bu kolay bir çözüm gibi görünebilir.
 En iyisi mücadeleye kalkışmanız ve küçük adımlar atmanız. Bir süre sonra cesaretinizi arttıracak ve kaygı hislerinin azaldığını göreceksiniz. Kaygıdan yüzde yüz kurtulmak mümkün değildir, tabi ki. Birçok hayat şartında kaçınılmazdır. Ayrıca tüm kaygılar psikososyal etmenlere dayanmaz; kimisi kimyasal bozukluklardan da kaynaklanıyor olabilir. Kaygıyı alt etmenin en iyi yolu gerçekliği seçmek ve hayal etmemektir. Korkuya odaklanmak yerine, ne yapabileceğinize odaklanın. Güçlerinizle temasa geçin. Hislerinizin sorumluluğunu alın, olayın gerçekliğine ve bu mücadeleyle  yüzleşme becerinize odaklanın. 

İlgili Makaleler

14 Yorum

  1. İşte bunu beceremeyince de benim gibi anksiyete hastası olur çıkarsın ki, buda hayatı çekilmez kılar. Çok faydalı bir yazıydı Gökhan. Teşekkürler, sevgiler.

  2. Yazınız çok faydalı olmuş, emeğinize sağlık. Özellikle benim gibi durup durup korku içerisine giren ve bunun sonucunda iç hastalıklar yaşayan biri için…

  3. Gözünde büyütme, kendine güven ve derin bir nefes al derim ben kendi kendime. Teşekkürler bu faydalı yazı için :)

  4. Gerçekten çok başarılı ve insanları bilgilendirmeye yönelik güzel bir yazı olmuş. İnternette böyle düzgün yazılar bulmak oldukça zor. Bu yüzden sizlere teşekkür ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu