Irkçı Olup Olmadığınızı Nasıl Anlarsınız?
Bilinç dışının derin mağaralarında nelerin gömülü kalmış olduğunu çoğunlukla bilmeyiz. Bunun bir örneği en çirkin biçimiyle, ırkçılıkla çıkar karşımıza. Şu durumu bir düşünün: Beyaz bir şirket sahibi, siyahi bir çalışan adayına iş vermeyi reddediyor ve durum mahkemeye intikal ediyor. İşveren, ırkçı olmadığı konusunda ısrarlı; aday ise tersini savunmakta. Yargıç çıkmazda : Herhangi birinin bilinç dışında ne tür ön yargılar yattığını, bilinçli biçimde farkında olmasa da bunların kararlarını nasıl etkilediğini nereden bilebilir? İnsanlar her zaman zihinlerinde dönüp duranları aktarmıyorlarsa, bunun bir nedeni zihinlerinde ne döndüğünü bilmemeleridir. E.M. Forster’in espirili sözlerinde olduğu gibi: ‘‘Ne düşündüğümü konuşmadan nasıl bilebilirim?”
Peki, konuşmak konusunda isteksiz birinin bilinç dışında neler olup bittiğini kurcalamanın, gizli inançları davranışları inceleyerek araştırmanın yolları var mıdır? Fark edin ki önünüzde iki düğme var ve ekranda olumlu bir sözcük ( sevinç, aşk, mutluluk ) belirdiğinde sağdaki, olumsuz bir sözcük ( korkunç, sevimsiz, başarısızlık gibi ) belirdiğindeyse soldaki düğmeye basmanız istendi.
Oldukça dolaysız bir işlem. Şimdi işler biraz değişecek: Kilolu bir insanın resmini her gördüğünüzde sağ düğmeye, ince birinin resmini gördüğünüzde de sol düğmeye basacaksınız. Yine kolay. Ancak bir sonraki aşamada resmini gördüğünüzde sağ, olumsuz bir sözcük yada zayıf bir insan gördüğünüzde sol düğmeye basacaksınız. Aynı şey, bir başka denemede karşınıza çıkacak, fakat bu sefer eşleşmeler yer değiştirmiş olarak: Sağ düğmeye şimdide olumsuz bir sözcük ya da zayıf bir insanın resmini gördüğünüzde basacaksınız.
İlginizi Çekebilir : Mutluluk Güzel Görmekte Gizlidir.
Böyle bir deneyin sonuçları rahatsız edici olabilir. Deneklerin tepki süreleri, çağrışımlar bilinç dışında güçlü olduğunda daha kısadır. Söz gelimi, kilolu insanlar deneğin bilinç dışında olumsuz bir çağrışımla ilişkilendirilmişse, denek kilolu bir insanın fotoğrafına, olumsuz sözcükte kullanılan düğmenin aynı olması durumunda daha hızlı tepki vermektedir. Kavramların tersi biçiminde ilişkilendirildiği( zayıf ile kötü ) deneylerde ise, olasılıkla eşleştirmenin daha zor olması nedeniyle yanıt süresi uzar. Bu deney ırklara, dinlere, eş cinselliğe, deri rengine, yaşa dahası başkanlık adaylarına karşı geliştirilmiş örtülü tutumu ölçmeye yönelik biçimde çeşitli uyarlamalara tabi tutulmuştur.
Örtülü ön yargıları ortaya çıkarmak için geliştirilen bir başka yöntem, katılımcının bir bilgisayar imlecini oynatmış biçimi üzerinde ölçüm yapmak gibi basit bir ilkeye dayanır. Farz edin ki, imleciniz ekranın alt tarafında konumlanmış olarak başladınız işe. Ekranın üst köşelerinde ise üzerlerinde ”seviyorum” ve ” sevmiyorum” yazan iki düğme var. Derken ekranın ortasında bir sözcük beliriyor. ( diyelim ki dinlerden birinin ismi ) ve o dinden insanları sevip sevmediğinize ilişkin yanıtınıza ulaşmak üzere, fareyi mümkün olduğunca hızlı biçimde hareket ettirmemiz isteniyor sizden.
Bu arada farkında olmadığınız şey, imlecin aldığı konumun anbean kaydediliyor olduğu. Araştırmacılar bu yolu inceleyerek motor sisteminizin önce bir düğmeye doğru yönelirken, daha sonra devreye giren başka bilişsel sistemlerin etkisiyle diğer yanıta doğru yön değiştirdiğini anlayabilirler. Bu nedenle, söz gelimi bir din için ”seviyorum” yanıtını vermiş olsanız bile, izlediğiniz yolun önce hafifçe ”sevmiyorum” düğmesine doğru kayıp, toplumsal açıdan daha uygun olan yanıta daha sonradan varmış olması mümkündür.
Farklı ırklara, cinslere ve dinlere karşı tavrı konusunda kuşku duymayan kişilerin bile, kendi beyinlerinde dönüp duranlar karşısında şaşkınlığa uğramaları ve dehşete kapılmaları mümkündür. Ve tıpkı başka örtülü ilişkilendirme biçimleri gibi bu ön yargılar da bilinçli gözleme tümüyle kapalıdır.
Bilgi: Bu yazı, David Eagleman’ın – Incognito – Beynin Gizli Hayatı adlı kitaptan alınmıştır.
Bazı kişiler Türk Milliyetçiliğini de ırkçılığa bağlamaktadır. Bu tam anlamıyla cahilliğin dibi dibi.. Keşke birazda buna deginseydin Gökhan abi.
Yazindan sonra kendimi düşündüm abi. Bilinçaltı olabilir mi diye yok ya ırkçılık yapamam. Ben değil Türk milleti bunu yapamaz. Zaten tarihimiz de buna rn büyük delili elhamdülillah.
Elime sağlık abi
Evet Murat bu konuda sana katılıyorum kesinlikle çok haklısın.
Teşekkür ederim kardeşim.
Bunu okuyunca aklıma youtube da izlediğim bir deney geldi. çocuklara siyahi ve beyaz bebekler gösterilerek hangisi güzel/çirkin, hangisi iyi/kötü gibi sorular soruluyordu ve siyahi çocuklar bile çirkin ve kötü olarak siyahi bebekleri seçiyorlardı. toplumun yarattığı algılar..
Zaten ne oluyorsa büyükler yapıyor. Yok devlet politikaları yok bilmem ne, küçücük çocuklara bile o yaşlarında ırkçılığı öğretiyorlar.
Irkçılık, milliyetçilik günümüzde birbirine girmiş durumda. Yazınız çok açıklayıcı olmuş bu konuda.
İnsan olmakla başlar herşey…İnsan olabildiğin sürede de din,dil,ırk,mezhep,renk ayrımı yapmadan seversin insanları,insan gibi yaşayabildikleri sürece.