S.Maughiam'ım vurguladığı gibi ''Düşünce yeteneğini öldüren en büyük düşman alışkanlıklardır.'' Sürdürüldükçe alışkanlıkları üreten monotonluklar zamanla düşüncemizi köreltir. Monoton işlerin yönetimi otomatik beyin üstlenir. Beynimizin otomatik faaliyetlerinde aktif uyarım azalır; dikkatimiz kaybolur , adeta robotlaşırız , Kullanılmayan kas zayıfladığı gibi , ihmal edilen dikkat azalarak yok olur. Düşünce yolculuğunun yakıtı dikkattir; dikkati terk edenin düşüncesi tükenir.
Medeniyet , hayatımızı olumsuz alışkanlıklara teslim ederek mekanikleştirdi. Biz düşünmüyoruz ; bizim adımına makinalar , Bilgisayarlar , akıllı telefonlar düşünüyor. İşimize veya okulumuza her gün aynı biçimde gidiyoruz , aynı biçimde dönüyoruz. İşiniz başarıya kapalıysa , akşama kadar bir koltuk üzerinde oturtulursunuz; sisteminizi geliştirmeniz , yeni çözümler üretmeniz engellenir yani düşünmeniz , yeni fikirler üretmeniz engellenir.
Koltuklarını ele geçirmenizden korkan yöneticileriniz , çoğu zaman ufuksuz bir görevi seçmek , emir kulluğunu seçmektir ; keşfetmeyi , üretmeyi yeni düşünceler oluşturmayı terk etmektir; Ömür boyu dört duvar arasında hapis yaşamayı kabullenmektir.
Şehirli hayat , yapacağınız her şeyi tanımladığında , artık eksiklikleri tamamlama arayışından kopuyorsunuz. Vücudunuzu mekanik çarklara teslim ediyoruz ve beyinimizi terk ediyoruz, Düşünmemiz ve sorgulamamız gerekmiyor çünkü her şeyi bizim adımıza düşünen makinalar , bilgisayarlar var biz soruyu ünlü olmayan bir kişi sorduğu zaman toplum olarak çok fazla dikkate almıyoruz , illaki söyleyen kişi veya yeni bir şey bulduğunu söyleyen kişinin ünlü bir kişi olduğundan emin olacağız. Çünkü şuna inandırıyoruz kendimizi , örneğin bir kişi bir şey düşünse ve bunu insalar ile paylaşsa Sen nerden bileceksin onun öyle olduğunu diyoruz ve tabi çok yanlış yapıyoruz.
Mekanik hayatta , yürüyeceğiniz yollar bellidir. İşinize hangi araçla gideceksiniz ? Başarının yolu hangi okulu bitirmektir? Şehirleştikçe , boyunlarına tasma takılıp sürüklenen esirlere dönüştürülüyoruz. Ölüm bizi durduruncaya kadar , günde beş dakikacık olsun, '' Başka neyi , nasıl daha iyi ve farklı yapabileceğimizi '' soramıyoruz. beynimizi kullanmak , düşünce gücümüzü kullanmak sadece zor zamanlarda ortaya çıkıyor örneğin bir çıkmaza girdiğimizde zor olan bir şey ile karşılaştığımızda nasıl bu durumdan kurtulutum diye düşünüyoruz yani sadece kendi o andaki durumdan kurtulmak için. Umarım insanlar her şeyi bilgisayarlar ve akıllı telefonlar ile yapmak yerine yani makinaların kendilerinin yerine düşünmesinin önüne geçebilir
Merhabalar Gökhan Tekin.
Düşünce yeteneğimizi öldüren en büyük düşman nedir diye sorulmuş olsaydı, ne yalan söyleyeyim, bu sorunun içinden çıkamazdım. Yazınız sayesinde bunun bilimsel olarak "alışkanlıklar" olduğunu öğrenmiş oldum. Düşünmek için ihtiyacımız olan enerjinin de "dikkat" olduğunu öğrendim.
Yaşamaya böyle bu enstrümanlarla devam edecek olursak, bizleri tembelliğe iten bu alışkanlıklarımız yüzünden düşünme yetimizi kaybedeceğiz. Bu yaşam biçimi aynı zamanda "dikkatleriimizi" de azaltıyor, bu noktada düşünmek için ihtiyaç duyduğumuz enerjimizi de kaybedeceğimiz kaçınılmazdır.
Bu güzel ve yararlı paylaşımınız için kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
Düşünen ve üreten bir toplum olma yolunda her bireyin üzerine düşeni yapması en büyük arzumuzdur. Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.
Merhaba Recep bey , güzel dilekleriniz için ben teşekkür ederim
Korku da düşünmeyi yok eder.
Ama bence bu herkes için geçerli değildir.
düşünme yetisini tam anlamıyl a geçekleştirdiğimiz zaman herşey çok daha iyi olcak.. mekanik beyinler mekanik insanlar oldukça .insani özelliklerimizi kaybedeceğiz..eline sağlık
Teşekkür ederim
Toplum olarak malesef, düşünmüyoruz, kaçıyoruz belki de düşünmekten. İşimize gelmiyor yahut da. Yetinmeyi tercih eder oluyoruz bildiklerimizle.
Bu yazı benim için çok faydalı oldu, eline ve de düşüncene sağlık ;)
Evet ne yazıkki öyle toplum olarak sadece zor zamanlarda bu işten nasıl kurtulabilirim diye düşünüyoruz yani sadece zor zamanlarda düşünebiliyoruz , sizin için faydalı olması beni çok mutlu etti. Teşekkür ederim
Düşünmüyoruz, çünkü yerimize düşünenler var. Evet, ama onlar makineler değil işte. Ben şunu düşünüyorum, ben buna inanıyorum falan diyoruz ya, yalan. Ben öznesi aslında biz, yani ait olduğumuz topluluk.
Gökhan Tekin bey gerçekten üzerinden çoğu zaman üstün körü geçtiğimiz bir konuya değinmiş sin. Yıllarımı geçirdiğim şu hayatta en çok ağırıma giden söz "Sen nereden bileceksin onun öyle olduğunu"olmuştur.
Maalesef düşünme duyularımız, bir şeyleri geliştirme kapasitemiz zamanla yok olmaya doğru gidiyor. Bedeninizi bir kanser gibi sarmış hızla ilerliyor. Benim şahsi kanaatim bu hastalığın tek tedavisi var; okumak okumak okumak… Hazıra konmak yerine oturup düşünmek; bir kez olsun sorgulamak…
Dünyamıza düşünen, sorgulayan, okuyan, araştıran bireyler olmak ümidiyle…
Sevgi, Saygı ve Hürmetlerimle
Kesinlikle…. Çok haklısınız okumak çok faydalı zira okumayan bir insan ne düşünebilir ki