Kişisel
Duygusuzluk

Duygusuzluk isteksizliğin en büyük nedenidir. İstek duygudur ve hissetmeyen isteyemez. Duygular vücuttan gelip geçen hormonlardan ibaret değildir. Bir kalbi kuşatan duygu ne ise , kalp odur. Ya sevgidir, yada nefrettir. Arzularınız büyük bit ağaç gibi dal budak salıncaya ve hücrelerinize işleyinceye kadar onları geliştirmelisiniz.
Başarıyla ilerlemek istiyorsanız , hedeflerinizin tümünü her gün coşkulu duygularla ve heyecanlarla anlatmak zorundasınız Mucize mi olur; sıradan gelişmelerle mi ilerlersiniz , bilinmez. Ama ilerlerseniz ; önünüzdeki dağlar devrilir ve asla unutmadığınız hedefleriniz sizi sunulur.
Hedeflerinizden birini bir gün unutursanız , onu yıllardır hatırlayarak biriktirdiğiniz enerjiyi tüketirsiniz . Sürekli başarmak sürekli istemeye bağlıdır. Coşku o zaman ruhunuzu kuşatacak; o zaman içinden geçtiğiniz mağaralar , çukurlar ,soğuklar ve gürültüler dikkatinizi hedefinizden koparamayacaktır.
Dikkat etmiş olmalısınız: Duygularınız harekete geçtiğinde aşklarınızı diriltiyorsunuz. Duygulanmak hedef büyütmektir ; yaşadığının farkına varmaktır. Yani Duygulanmak yaşamaktır diyebiliriz
Hayatınızda duygu yeteneğinizi körelten faktörlerin arzu yeteneğinizi dolayısıyla hedefinize adanabilme becerinizi yok ettiğini bilmelisiniz. Odaklandığınız olumsuzluklar , tembellikler , aşırı uyku , aşırı yemek , televizyon , monotonluklar ,bencillikler duygu damarlarınızı birer birer keserler , Duygusuzluk duvarını parçaladığınızda özgürlük meydanına açılacaksınız.
Ahh şiir ne kadar güzel di mi? İlginç bir konuya değinmişsin. Ve doğru aşkla yapılan her iş başarıya götürüyor ama tabisi dış faktörler gelip te tüm hevesini kırmazsa :)
Kesinlikle öyle insan yeter ki gerçekten istedikten sonra başaramayacağı hiçbir şey yoktur.
Hımmm.Bu yazıyı sana yazdıran nedir merak ettim?
Bir kitap okumuştum başlığı orada görmüştüm başlıktan yola çıkarak içimden gelenleri yazmak istedim