Enerji Tasarrufu Yaparak Dünyanın Geleceğini Nasıl Değiştiririz?
21. yüzyılda gezegenimizdeki en büyük sorunlardan biri küresel ısınmaya bağlı olarak iklim değişikliği. Enerji kaynaklarının üretim ve kullanım aşamalarında ortaya çıkan sera gazı ve karbonmonoksit salınımı, Dünya’nın hızlı bir şekilde ısınmasına neden oluyor. Etkilerini şimdiden hissetmeye başladığımız küresel ısınma için sürdürülebilir önlemler alınmazsa yakın gelecekte tüm canlılığını tehdit eden sorunlarla karşılaşacağız. Sera gazı ve karbon ayak izlerini azaltmak için yenilenebilir enerji kaynaklarını yaygınlaştırmak ve enerji tasarrufu yapmak şart.
Üretim ve tüketim süreçlerinde açığa çıkan sera gazı ile dünyaya ciddi olumsuz etkileri olan kömür ve petrol gibi fosil yakıtlar yerine, çevreci teknolojilerin kullanılması ve günlük yaşamda enerji verimliliği ilkesinin benimsenmesi gezegenimizin geleceği açısından vazgeçilmez öneme sahip.
Çevreci teknolojiler ile kullanılan yenilenebilir enerji kaynakları, sera gazı oluşumuna neden olmadığı için küresel ısınma hızını artırmıyor. Etkisini giderek daha fazla hissettiren küresel ısınma ve iklim değişikliğini durdurabilmek için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım alanlarını artırmak ve daha fazla enerji tasarrufu yapmak gerekiyor.
İçindekiler
Neden Yenilenebilir Enerjiyi Tercih Etmeliyiz?
Enerji tasarrufu sağlamak ve doğal kaynakların hızlı bir şekilde tüketilmesini önlemek için çevreci teknolojilerin kullanımına önem vermek gerekiyor. Günlük yaşamda gereksiz kullanımların önüne geçerek enerji tasarrufu yapılabileceği gibi endüstriyel alanda da çevre dostu teknolojilerle enerji verimliliği sağlanabilir.
Çevre tahribatına yol açmadan, düşük maliyetlerle enerji üretebilmek için rüzgar, güneş ya da biyokimya gibi enerji kaynakları kullanılabiliyor. Enerji alanındaki teknolojilerin gelişmesi, yenilenebilir enerji santrali kurulumu için gerekli olan sermayeyi azaltıyor. Böylece yüksek verimlilik sağlayan, çevre dostu yenilenebilir enerji üretimi her anlamda daha avantajlı hale geliyor.
Şehirleşmenin getirdiği sorunlardan biri olan atıkların, yenilenebilir enerjiye dönüştürülmesini sağlayan biyogaz teknolojisi ile enerji santrallerine güç sağlamak mümkün hale geliyor. Atıkların işlenmesiyle yenilenebilir enerji ve ısı enerjisi oluşturulabiliyor. Çevre dostu enerji santralleri için biyogaz teknolojisi Türkiye’de kullanılıyor.
Günlük Yaşamda Enerji Verimliliği Nasıl Sağlanır?
Enerji tasarrufu yaparak verimliliği artırmak için elektrikli ev eşyaları, ısınma sistemleri ya da ulaşım araçları kullanımına dikkat etmek gerekiyor. A+ sınıfı enerji tüketimine sahip olan beyaz eşyaları tercih etmek, kömür gibi fosil yakıtlar yerine doğal gaz veya elektrikli ısınma sistemleri kullanmak ve kısa mesafelere otomobil yerine yürüyerek veya bisikletle ulaşmak alınabilecek basit önlemlerin başında geliyor.
Günlük yaşamda enerji tasarrufu yapmak tüm dünyayı etkileyebilecek olumlu sonuçlara yol açabileceği gibi endüstriyel anlamda da çevreci teknolojilerin desteklenmesi gerekiyor. Enerji santrallerinin çevre dostu teknolojilerle kurulması, rüzgar ve güneş enerjisi gibi doğal kaynakların yaygınlaşması enerji verimliliği açısından önem taşıyor.
Rüzgar enerjisi, önemli bir altyapı ve sermaye gerektirirken güneş enerjisi üreten paneller düşük maliyetlerle yapılabiliyor. Binaların çatısına, sera alanlarına ya da teknelere güneş enerjisi paneli kurarak elektrik enerjisi sağlamak mümkün hale geliyor.
Türkiye’de Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kullanımı
Türkiye’de elektrik enerjisi üretiminin yüzde 30’u kömür kullanılarak elde ediliyor. Fosil yakıt türlerinden biri olan kömürün hem çıkarılma ve işlenme aşaması hem de kullanım süreci sera gazı salınımına neden olduğundan, çevre dostu enerji için kömür kullanımının en aza indirilmesi önem taşıyor. Güneş ve rüzgar gibi doğal enerji kaynaklarının kullanımı için oldukça avantajlı bir coğrafi konumda yer alan Türkiye’de çevreci teknolojilerin daha fazla desteklenmesi gerekiyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygın olarak kullanılması, çevreye verilen zararı önlemek ve enerji verimliliği sağlamak açısından büyük önem taşıyor. Türkiye’de çevreci teknolojiler ile enerji üretimi üzerine çalışmalar yapan GE’nin bu alandaki faaliyetlerini takip etmek ve enerji verimliliği hakkında daha fazla bilgi edinmek için GE Türkiye Blog’unu ziyaret edebilirsiniz.
Sevgili Gökhan kendimi bildim bileli hep tasarrufdan bahsediliyor ama tasarruf eden sadece belli bir kesim onlar da ne kadar yaparsa yapsın en çok faturası kabaranlar ve bu çok saçma bir hal almaya başladı.
Sadece elektrik değil su da da aynı dikkat lazım gelecek için çok önemli iki konu.
Devletler bazın da özel önlemler alınmalı ama nedense liderler hep tasarrufu vatandaştan bekliyor. Hiç bir konu da yapamadıkları gibi bunda da adaleti sağlayamıyorlar maalesef.
Gerçek radikal savurganlığı yapanlar kendilerine çeki düzen vermek zorunda.
Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz de deniz suyunu bile üretime çeviremiyoruz.
Hani un var şeker var helva karmak için niyeyse yurt dışına çevriliyor yüzler.Pırlanta gibi mühendiler var Ülkeyi cennete çevirebilirler ama onlara kapılar kapalı .
Çok iyiye gidemeyeceğimiz bir gerçek maalesef.. Kaleme aldığın için teşekkürler bu tarz uyarıları elden gelse de Meclisin gözüne , kulağına sokabilsek:((((
Çok üzüldüğüm bir konu bu sanırım içimi döktüm.
Merhaba Hatice abla.
Gerçekten çok haklısın abla, benim yaşadığım yer küçük bir köy ( eskiden kasabaydı ) Köyden geçen bir akarsu var. Burada bile inan bana biz çok kötü su kullanıyoruz, belediyeler hiç ilgilenmiyor ama su ücretini 1 ay ödemediğinde hemen gelip suyu kesiyorlar. Ayrıca su çok kirli zaten buranın suyu haberlere bile çıktı.
Buradaki bütün insanlar hazır su içer, oysa ilgilenseler dağdan gelen çok güzel ve çok temiz su kaynakları var. Fakat ilgilenen kimse yok. Dediğin gibi herkes yani liderler kendi ceplerini doldurma derdinde.
Ülkemizdeki gençlere imkan verilmiyor, hatta geçen gün 2 tane genç çok faydalı bir şey yapmışlardı TÜBİTAK kabul etmedi, geri çevirdi. O gençlere yabancı ülkeler sahip çıktı, üniversitelerine davet ettiler.
İnşallah, bir an önce bu tür konularla ilgilenirler, Devlet bu konuda kanunlar çıkartmadıkça düzeleceğini de pek sanmıyorum açıkçası. Ama yine de bir umut işte inşallah iyi olur.